Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Kasım 2015 Pazar

TÜM OYUNLARIN SERGİLENDİĞİ GÖSTERİ


KÜRESEL SORUNUMUZ MADEN


ÜSTÜNÜN ALTINDAN DAHA DEĞERLİ OLDUĞUNU BİLMEYENLERİN YOK ETMEYE ÇALIŞTĞI ŞEHİR





AĞIR BAR

ATABARI

OYUN RESİMLERİ

CİLVELOY


CİLVELOY

CİLVELOY OYUNUNUN ÇIKIŞ HİKAYESİ                                                                                        Bu oyun Artvin’in bütün ilçelerinde kızlar tarafından oynanan bu oyun türkülü bir oyun olup, türküler erkekler tarafından söylenmektedir. Kızlar ise nakarat bölümünü seslendirmektedirler. Oyunun hikâyesi de her ilçede ayrı anlatılmaktadır.
1800 lü yılların sonlarında Murgul’da Bakır işletmesi faal duruma geldiğinde, İşletmenin bina kurulumu için eleman alımları yapılmış. Ortalık tam bir şantiye görünümüne bürünmüş. İşçi alımlarından itibaren tesisleşme anlamında idare ve konaklama amaçlı bina yapımları başlamış.
Kış başladığında da işler devam ediyor ve işçiler hem kerestelik hem de yakacak olarak kullanmak için ağaç kesimine ormana gidiyorlarmış. Yakacak olarak biriktirilen odunların yetersiz olduğu görülüyormuş. Ağaç kesimine gidilmesine devam edilmesi gerektiği dile getirilmiş. Havaların iyice soğuyup kar yağdığında ormandan odun getirilmesinin imkânsız olacağı da yörede yaşayanlar tarafından uyarı olarak söylenmiş. Kışın ne düzeyde sert geçeceğini hiç kimse bilemediği için yakacak temininin bol miktarda yapılması söylenmiş. Kışı fabrika kurulumunda çalışarak geçirecek olan tamamı Gürcü gençlerden oluşan bir ekip, havanın çok soğuk olmasına aldırmadan, ormana ağaç kesimine gitmiş. Başlarında yine Gürcü bir ekip şefi varmış.
İşçiler çalışmaya başlamışlar. Ama havanın çok soğuk olması nedeni ile “nını nını” şeklinde sesler çıkarıp ellerini nefesleri ile ısıtmaya çalışıyorlarmış. Kendisı de üşüyen ekip şefi, işçilerin ısınabilmelerini sağlamak için onları elele tutuşturmuş ve yerlerinde zıplatmaya başlamış ve
“nayda nayda nanayda oy nanayda,
nayda nayda nanayda oy nanayda.”
Nakaratını söyletmeye başlamış. Böylece onları ısındırdığı gibi işi eğlenceli bir hale getirmiş, onların daha verimli çalışmalarını sağladığı gibi üşümelerini de kısmen önlemiş olmuş.
İşçiler bu söyledikleri nakaratı çok beğenmişler. Şantiyeye geldiklerinde de olur olmaz yerlerde eğlence amacı ile söylüyorlarmış. Şantiyeye yemek ve temizlik için gelen genç Gürcü bayanlar, erkeklerin bu hareketlerini görmüşler ve erkekleri taklit ederek kendi aralarında aynı hareketleri yaparak eğlenmişler. Kızlar daha sonra oyuna kendileri de başka figürler ilave etmişler.
Kışın bölgede yapılan bir düğüne davet edildiklerinde Gürcü genç işçiler, kendi yaptıkları hareketlerle kızların oyun oynadıklarını görünce çok şaşırmışlar. Erkeklerin, ağaç keserken üşümemek için yaptıkları hareketi oynarken yapmaya başladıklarında, oyunu oynayan kızlara, Gürcüce mısralarla eşlik etmeye başlamışlar. Erkekler mısrayı bitirince, kızlar da “Cilveloy nanayda” şeklinde olan nakaratı söylüyorlarmış.
Bu hareketler ve söylenen sözler o kadar beğenilmiş ki, Gürcüler yanında, yörede yaşayan Laz ve Hemşinliler de bu nakarata kendi dillerinde sözler uydurup oynamaya başlamışlar. İş bitimi kendi ilçelerine giden bu gençler bu oyunu kendi ilçelerine götürmüş ve oralarda da oynanmasını sağlamışlar.    

HALK OYUNLARI KIYAFETLERİhttp://www.dilektextil.com/images/yoreler/artvinerkek.jpg

ERKEK KIYAFETLERİ                                           KADIN KIYAFETLERİ
                                                                       


DELİ HORON

DELİ HORON:deli horon, halka yapısı içinde oynanan,ARTVİNİN temel oyunlarından biridir. horona 'deli' ön adının takılması, oyunun “deli dolu” diye tabir edilen biçimde oynanmasından kaynaklanmaktadır. figürlerin birçok bölümü gerginlik, sertlik ve gerilim içerisinde canlı olarak yapılması, oyuna bu niteliği kazandırmaktadır. oyunda coşkuyu sağlamak için, atılan uzun nağaralar (kıcına) esastır. komut, veren tarafından her figürü belirleyen yöresel tabirlerle (yöresel sözlerle) anında verilir.örneğin : başla, başla-işle, işle kollar üste, kollar siya-kındır oyna, dura dura-kollar çabuk-gel oguna diza-vuur orta topuk gibi belli komutlarla oyun yönetilir. oyunu oynayanlar, belli bir sayı ile sınırlanamaz; genellikle açık hava ve harman gibi yerlerde oynanır. oyunun kaynakçası hakkında ve hazırlanışı, oynanışı, hareketliliği yörede birlik, beraberlik ve dayanışma sembolü olduğuna, kararlılık ve güçlük ifadesini belirttiği yolunda ortak düşünceye varılmıştır.halk arasında bu oyuna ilişkin olarak, deli horon oynanan yerde “kırk yıl ot bitmez” sözü yaygındır

NASIL OYNANIR


ATABARI NASIL OYNANIR


Çoruh oyunlarından, kaynağı aşk ve kahramanlık olan, iklim ve toprağın, davranış ve karakter üzerindeki etkilerini net görebildiğimiz bu oyun üç`den fazla kişi ile halka halinde yürütülür.Her figür müziğin tek ölçüsüne uyarlanarak oynanır.

ATABARI

ATABARI; Artvin halk oyunlarından bar türü bir oyun. Atabarı, eskiden “Artvin barı” adıyla bilinirdi. Artvin barı adı, 1936'da Ata barı (Atabarı) olarak değiştirildi ve yeni adı eski adını unutturduğu gibi, bu oyun Atabarı adıyla zaman içerisinde ilin simgelerinden biri durumuna geldi.
OYUNUN ADININ DEĞİŞMESİ;1936'da Balkan Oyunları Festivali'ne katılan Artvin mahalli halk oyunları ekibi, Atatürk'ün huzurunda Artvin barını oynarlar. Oyun, Atatürk'ün çok hoşuna gider ve tekrar oynanmasını isteyerek kendisi de barbaşı olarak oyuna katılır, sonuna kadar oynar. Bunun üzerine, bu anıyı yaşatmak için yazışmalar yoluyla oyunun adı atabarı olarak değiştirilir.

ARTVİN

ARTVİN: Doğu Karadeniz Bölümü'nde Türkiye'nin Gürcistan'la olan sınırında yer alan Artvin ilinin merkezi olan şehirdir. Dağlık bir alanda Çoruh vadisinin sol yamacında meyilli bir arazide kurulmuş olan Artvin kenti, Borçka'ya değin olan kesimde Çoruh vadisini izleyen, Borçka’dan sonra da Doğu Karadeniz kıyı dağlarını Cankurtaran Geçidi ile Karadeniz kıyısındaki Hopa ilçesine bağlanmaktadır.
TÜRKİYENİN VE DÜNYANIN EN BÜYÜK ATATURK HEYKELİNE EV SAHİPLİĞİ YAPAN İL